include "$_SERVER[DOCUMENT_ROOT]/header.php"; include "$_SERVER[DOCUMENT_ROOT]/yazi_header.php"; ?>
Marmara'da Daha Dalacak Çok Yer
Var
Yazı ve
Fotoğraflar: Asım DUMLU
Alışıla gelmiş, herkesin
bildiği bölgelerin dışında yeni dalış noktalarına, özellikle
de batıklara dalış yapmak hemen hemen bütün dalıcıları
heyecanlandırmıştır.
Biz de bu heyecanla, uzun zaman önce
dalış eşim Erkan Kahraman'a Erdek Ocaklar köyü balıkçılarının
anlattığı, dev çapaların, topların ve bir de gemi iskeletinin
bulunduğu bölgeye dalış yapmaya karar verdik. Dalış için
özellikle bu bölgeyi seçmemizin en önemli sebepleri ise
nispeten bakir olması, bölgeyi çok iyi tanıyan balıkçı
dostlarımızın varlığı, ulaşım kolaylığı ve tabii ki Erkan'ın
ailesinin orada yaşıyor olmasıydı.
Bir Cuma akşamı Erkan ve
diğer dalıcı arkadaşım Yönder Börklü ile birlikte dalış
malzemelerimizi, fotoğraf ekipmanlarımızı ve heyecanımızı
toplayıp İstanbul - Bandırma Feribotuna bindik. Yaklaşık iki
saatlik bir yolculuktan sonra Bandırma'ya, oradan da 20
dakikalık araba
yolculuğuyla 30 km. uzaklıktaki Ocaklar Köyü'ne ulaştık. Kısa
bir "çevremizi tanıyalım" turundan sonra balıkçı dostlarımız
İsmail Ağaoğlu ve Sahil Songür ile buluşarak ertesi günkü
dalışımızı planladık. Sevindirici olan onların da bizimle
benzer duyguları paylaşıyor olmalarıydı.
Ertesi sabah
erkenden Kaptan'lar ile buluşup Ergenekon isimli tekneleriyle
denize açıldık. Hava şartları bizden yanaydı.
Yaklaşık 1.5
saat yol aldıktan sonra İsmail ve Sahil Kaptan'ın bahsettiği
bölgeye vardık. Tariflenen dev çapaları, topları ve özellikle
de gemi iskeletini görmek ve fotoğraflamak için
sabırsızlanıyorduk. Malzemelerimizi hazırlayıp suya atladık.
Daha dalışın başında, yaklaşık 6 metrede dev bir çapa ile
karşılaşmamız bizi hem şaşırttı, hem de heyecanlandırdı. Demek
daha görecek çok şey vardı. Biraz daha derinlere indiğimizde
ise bunun erken bir sevinç olduğunu anladık.
Görüş oldukça kötüydü.
Buna ek olarak aşırı plankton yapı, kalın kristal tabaka ve
sudaki yeşil tonun hakimiyeti özellikle fotoğraf çekimi
açısından olumsuz faktörlerdi. Bu olumsuzluklara rağmen tüm
motivasyonumuzu toplayıp sualtı gezimizi sürdürdük.
Karşılaştığımız 2 dev çapa, üzeri inanılmayacak şekilde
kekamozla kaplı toplar ve 25 metre derinlikteki, yaklaşık 30
metre boyundaki gemi iskeletine benzer yapı heyecanımızın geri
gelmesini sağladı.
Dikkatimizi çeken bir başka konu ise
Marmara Denizi'nin sualtı zenginliği açısından olumlu gelişimi
oldu. Bundan birkaç yıl önce Marmara'da canlı görmek pek
mümkün olmuyordu. Halbuki Erdek, Ocaklar Köyü'nün açıklarında
çok da fazla derinlere inmeye gerek kalmadan etrafımızda
dolaşan eşkina sürüleri, irili ufaklı ıstakozlar, böcekler ve
lipsozlar bize artık birşeylerin düzeldiğini göstermekteydi ki
bu da hepimiz için sevindiriciydi.
İlk dalışımızı sonlandırıp
yüzeye çıktıktan sonra uzunca bir süre teknede oturup
gördüklerimizi ve çektiğimiz kareleri tartıştık. Kaptanlardan
aldığımız ek ipuçlarıyla en az ilki kadar zengin ve keyifli
geçen ikinci dalışımızı da tamamladık.
Dönüşe geçtiğimizde
artık güneş batmak üzereydi. İnanılmaz güzellikteki renkler ve
doğa manzaraları artık iyice soğuyan havayı hissetmemizi
engelliyordu. Erkan'ın ailesinin yaşadığı bahçe içindeki eve
dönüp, sıcak bir duş aldıktan sonra sözleştiğimiz gibi sahile
inip İsmail ve Sahil Kaptan'ı bulduk.
Marmara'nın
sahilinde, kalabalık ve gürültüden uzak, balıkçı dostlarımızla
paylaştığımız meşhur avcı hikayeleri eşliğinde yediğimiz
balığın tadını sanırım uzunca bir süre
unutamayacağız.
Ertesi gün farklı
noktalara yaptığımız dalışlardaki olumsuz sualtı şartları,
bizim Marmara Denizi'nin tekrar hayat kazanıyor olmasıyla
ilgili duyduğumuz sevinci azaltmadı. Sığ sudaki inanılmaz
güzellikteki denizanaları ise dalışlarımıza ayrı bir renk
kattı.
Pazar akşamı balıkçı dostlarımıza en kısa zamanda
bize bahsettikleri diğer dalış noktalarını da deneyeceğimize
söz verip, yaptığımız keyifli batık dalışlarının tatlı
yorgunluğunu da yüklenip bölgeden ayrıldık. Erkan ve Yönder
ile vardığımız ortak kanı ise; Marmara'da daha dalacak çok yer
var...
Sualtı
fotoğraflarında kullanılan ekipman:
* Nexus Master
Hausing
* Nikon F 801-S body
* Sigma 15 mm. lens
*
Nikon 60 mm. makro lens
* SB 105 flaş
* Kodak E100S
film
There Are Many More Places To Dive In
Marmara
Besides the common
diving points that everybody knows, diving to the new areas,
especially to the wrecks, make people excited.
So with this
excitement, we went to area with my old buddy Erkan Kahraman
that is full of huge anchors, old cannons and a ship wreck
that the fishermen of the village of Erdek - Ocaklar told us.
We chose this area because it wasn't well known, and we have
friends to help us, the travel to there was easy and the
family of Erkan lives there.
One friday night, we prepared
our diving and photograph materials, and also we took our
excitement.We got on the †stanbul-BandÜrma ferryboat. After
two hours-trip, we reached BandÜrma, then 20 min.-car travel
we went to Ocaklar. After a short tour, we met our fisherman
friends †smail AÛaoÛlu and Sahil SongŸr and planned our
diving. It is delightful that they have the same feelings with
us.
Next day, we met with captains, and went to the sea
with their boat called Ergenekon. The air conditions were on
the our side.
After tkaing 1,5
hour-trip, we reached the area that †smail and Sahil captains
had told us. We can't stop ourselves from seeing those huge
anchors, cannons and shipwreck and taking their photographs.
We prepared our materials and dived. At the first step, we
came across with a 6 meter-long anchor.This made us excited
and suprized. That means for us there are lot to see. But
after going deeper, we understand that was an early delight.
The point of view was very bad. Besides that, the excess
plankton structure, thick crystal stratum and the domination
of the green colour in the sea had the adverse effects on
taking photographs. However, we continued our underwater
journey by concentrating all our motivation. We came across
two huge anchors, cannons that covered with kekamoz and at the
25 meter-depth, app. 30 mtr-ship wreck.
Another interesting
point that took our attension was the positive development of
the underwater nature of the Marmara sea. Before couple of
years, it was imposible to see a living creature in the
Marmara sea. However, we saw cantera herds, large and small
lobsters show that there is an improvement in the sea
nature.
After our first
diving when we went up to the boat, we discussed what we have
seen and caught with our camera underwater. By the extra clues
that we have taken from our captains, we completed also our
second diving which was as rich as our first one.
When we
started to turn back, the sun was going down. Unbelievably
beautiful colours and scenes of the nature prevented us to
feel cold air. We went to Erkan's family's house in a big
garden, took a hot shower and after all these we went to shore
again as we had decided to meet †smail and Sahil
Captains.
I think I can't easily forget the taste of fish
that I had eaten with the hunting stories of our
captains.
The day after, we
made some more divings to different points, and the negative
underwater natural conditions couldn't make us to feel worse
about our thoughts of the regenaration of the Marmara Sea.The
jellyfishes with various colours made our diving more
delightful.
On sunday morning, we promised our captains to
try other points that they have told us also one day. With the
pleasent fatigue of our ship wreck diving we left the area.
The common opinion that Erkan and I share is that there are
many more places to dive in Marmara.
The
technical matterials used in the underwater photography:
*
Nexus Master housing
* Nikon f 801-S body
* Sigma 15 mm.
Lens
* Nikon 60 mm. Makro lens
* SB 105 flash
* Kodak
E100S film