GİRİŞ
Sosyolojik incelemede incelemenin temel noktası, insan ve onun oluşturduğu toplum hayatının her yönüyle bilinmesi ve açıklanmasıdır. Toplumsal yapı, insan ilişkileri, etkileşimleri ve bunların ortaya çıkardığı sonuçlardır.
Yaptığımız
bu araştırma, insanoğlunun bir araya gelerek
oluşturduğu ilk yerleşim şeklinin incelenmesidir. Genel
şekliyle belirlenmiş yerleşme şekillerinin kendine has
özelliğini ortaya çıkarmak, o yerleşmedeki toplumsal yapıyı
açıklamak bu araştırmanın amacı olmuştur.
Kent
nüfusunun artmasına karşın, halen büyük bir nüfusun köy-kasaba
gibi yerleşmelerde yaşaması, köy-kasaba
araştırmalarının önemini arttırmaktadır.
Bu
araştırmada Ocaklar beldesi her yönüyle bilimsel olarak
incelenmiştir. Bu sayede diğer bölgelerdeki benzer yerleşmelerle
karşılaştırma olanağı
sağlanmıştır.
Araştırmanın
birinci bölümünde toplum ve toplumsal yapı, toplumsal değişme,
kültür, köy, kent ve belde kavramlarının tanımı
yapılmıştır. Aynı zamanda araştırmanın
konusunu, amacını, yöntemini ve araştırmada kullanılan
teknikleri içeren araştırma ile ilgili genel bilgilerde
sorulmuştur. Bu sayede araştırmamıza ilişkin
saptamalar daha iyi anlaşılacaktır.
İkinci
bölümde, Ocaklar beldesine ilişkin genel bilgiler verildi. Tarihçe,
coğrafya, iklim, bitki örtüsü, jeolojik yapı, ekonomi, nüfus
yapısı ve genel görünüm açıklanmaya
çalışıldı.
Üçüncü
bölümde elde edilen bulgulara göre çözümlemeler yapıldı ve Ocaklar
beldesine ilişkin aile yapıları, beldenin sosyoekonomik durumu
ve beldedeki tutumlar açıklanmaya çalışıldı.
Dördüncü
bölüm olan sonuç ve değerlendirmede ise Ocaklar beldesinin geçmişi ve
şu anki durumuyla bağlantılı bir sosyolojik
değerlendirme yapılmıştır.
ARAŞTIRMADA KULLANILAN
KAVRAMLAR VE KURAMSAL ÇERÇEVE
1.
TOPLUM
Toplum, toplum biliminin üzerinde durulduğu ve tam anlamıyla fikir birliğine varılmış genel geçer bir kavram değildir. Bu sebepten toplum kavramını açıklarken genel bir kanıya ulaşmak için farklı toplum bilimcilerin görüşlerinden yararlanacağız.
Düşünürler
toplumu açıklamaya çalışırken farklı
yaklaşımlar sergilemişlerdir. Toplumu, bireyler
açısından ele alan Ely Chinoya göre toplum, birbiriyle
ilişkiler içinde ve kümelerin üyeleri olarak bir bireyler topluluğudur.[1]
Topluma işbirlikçi ve kültürel boyutta yaklaşan Özer Ozankaya ise
toplumu yaşamlarını sürdürmek, birçok temel
çıkarlarını gerçekleştirmek için işbirliği yapan
aynı toprak parçası üstünde birlikte yaşayan ve ortak ekini olan
insanlar kümesidir der.[2]
Oskay da
ise toplum kavramı, Toplum doğa ilişkisi doğrultusunda
insan-insan etkileşiminin örgütlenmiş düzeninin ifadesi olarak
açıklanmaktadır. Toplum kavramı somut ve belirli bir bütünü
ifade eder.[3]
Başta
da bahsettiğimiz gibi sosyal bilimciler Toplum kavramını
açıklamada ortak bir tavır göstermemişlerdir. Buradan yola
çıkarak Toplumu bir sistem olarak tanımlayan
devamlılığın içsel koşullarla
sağlandığını belirten Talcet Parsons Toplumu
açıklarken uzun vadeli var olmanın temel gereklerini kendi
kaynaklarından alan bir toplumsal sistem[4]
kavramını ortaya atmıştır.
Bu
tanıma zıt bir açıklamada Marxten gelmiş, Parsonsun
ahenk, bütünlük, düzen kavramlarının tersine çatışma
değişim kavramıyla toplumu açıklamaya
çalışmıştır. Marxe göre toplum, uzlaşmaz
sınıfların çatışmaları sonunda belirlenen bir etkileşim
süreci niteliğini taşır. Bu nedenle insanlığın
tarihi aslında sınıf çatışmalarının
tarihidir. Toplumu oluşturan olay, farklı sınıflar
arasında çatışmalar biçiminde ortaya çıkan
etkileşimlerdir.[5]
Belirttiğimiz
bu tanımların genel geçer olmadığını
söylemiştik, ancak bu tanımların birleştikleri ortak
yönlerde yok değildir. Tüm bu tanımlardan sonra genel noktaları
belirten Kongar toplumu şöyle açıklamaktadır. Toplum, insan ömründen
uzun yaşayan, göreli kararlılığa sahip olan ve kendi
kendini devam ettiren bir insan topluluğudur.[6]
Bütün bu
tanımlamalardan sonra
vereceğimiz sonuç şu olmalıdır. Toplum, varoluş,
gelişim ,işleyiş ve yapıları bazında ve
yokoluş sebepleriyle ele alındığında
farklılık gösterirler. Bu farklılık toplumun
heterojenliğinden kaynaklanır bu da genel bir toplum
tanımının yapılmasını güçleştirir. Ancak tüm
bu farklılıklara rağmen tanımların sonuçlarından
yola çıkarak şöyle bir açıklama yapabiliriz. Toplum belirli
ihtiyaçlar etrafında toplanan, bireyleri bünyesinde bulunduran ve bu
ihtiyaçların giderilmesi için belirli kurumların
oluşturulduğu birey-birey etkileşiminin
yaşandığı ortak bir coğrafya ve tarihe sahip olan
sosyal düzen diyebiliriz.
2.
TOPLUMSAL DEGİŞME
Açılamaya değişme kavramı ile başlamamız yararlı alacaktır. Değişme genel anlamıyla; Bir durumdan bir başka duruma geçiş yada önceki hal ve davranıştan bir farklılaşma olarak tanımlanabilir. Tanımdan da anlaşılacağı gibi değişme yönü belirtilmemiştir yani değişme ileriye veya geriye olabilmekte bir başka değişle olumlu ve olumsuz nitelik taşıyabilmektedir. Bu bağlamda toplumların durağan bir görünüm sergilemedikleri tarihsel süreç içerisinde yapılarında gözle görülebilen değişmelerin olabileceği sabittir. Bu noktada Toplumsal Değişme kavramını açıklamaya çalışırsak; Toplumsal yapı içindeki kurumların, sosyal yapıların ve insanlar arasındaki ilişkilerin değişmesi olarak açıklayabiliriz.
Toplumsal değişme konusu, toplum bilimcilerin üzerinde önemle durdukları ve çeşitli açıklamalar getirdikleri bir olgudur.
Bu sebepten yola çıkarak toplumsal değişme konusunda açıklama getiren toplumbilimcilerin açıklamalarına değinmekte yarar görmekteyiz. Barelson ve Steirene göre toplumsal değişme yalnızca toplumun yapısındaki temel ve geniş değişimleri belirtir.[7] Bir başka tanımda toplumsal değişmeyi toplumun kendisi ve kurumlarında belirli bir zaman süreci içinde meydana gelen değişme olarak tanımlamaktadır.[8]
Toplumsal değişmenin kaçınılmaz olduğu ve toplumların doğasının değişmeye yönelik olduğunu söyleyebiliriz. Bu konuda Oskoy değişmeyi Toplumun ve toplumun çatısını oluşturan toplumsal yapının doğal ve kaçınılmaz niteliği olarak tanımlar. Sosyo-ekonomik, sosyo-politik ve kültürel boyutta gerek kendi içinden doğal olarak oluşan çelişkiler, gerekse dıştan gelen etkilerin varlığı göz önünde tutulacak olursa, doğa-insan ve insanlararası ilişkilerin bir düzeni ve örgütlenmesi olan toplumsal yapının durgun olmadığı sürekli bir devinim gösterdiği yadsınamaz[9] diyerek açıklar.
Değişmenin nedenleri konusunda farklı açıklamalar yapılmıştır. Örneğin Toplumsal şartlar, yeni keşifler ve icatlar, kültürel değerler toplumsal değişmenin nedenleri olarak görülmektedir.[10]
Toplum bilimciler diğer konularda da olduğu gibi değişme konusunda da farklı tanımlar ortaya koymuş, Toplumsal değişme olgusunu farklı bir biçimde açıklamaya çalışmışlar.
Bunların arasında Comte değişmeye sorunların kaynaklık ettiğini söylemiştir. Max Weber ise Toplumdaki genel değer veya fikirler toplumsal değişmeyi hızlandırabileceği gibi bazı durumlarda engelleyebileceğini söylemiştir. Değişmeyi işbölümünün gelişmesine ve teknolojiye bağlayan Durheim de değişme konusunda farklı bir görüş sunan toplum bilimcidir.
Değindiğimiz farklı görüşlerin daha açık betimlemek için değişmenin kaynaklarından bahsetmemiz gerekecektir.
Toplumsal değişmenin kaynakları iç ve dış kaynaklar olmak üzere ikiye ayrılır. Bunlar:
Dış
kaynaklar:
- Çevresel değişmeler
- İstila
- Kültürel temas
- Yayılma
İç kaynaklar
- Keşifler ve icatlar
- Nüfus hareketleridir.[11]
Değişme sürecini maddi ve manevi kültürdeki farklılaşmayla açıklamaya çalışan Malinowsky ve Ogburna göre toplumsal değişmenin motifi kültürdür. Kültür canlı bir varlık özelliği gösterir. Manevi kültür, maddi kültürü geriden takip eder. Bunun sonucu olarak maddi olmayan kültüre uymaya çalışır. Fakat maddi olmayan kültürün maddi kültüre göre bu düzenlemesi zaman alır.[12]
Toplumsal olarak değişme en genel anlamıyla zaman süreci içinde toplumlarda görülen farklılaşma olayıdır. Bu farklılaşma toplumsal yapıdaki insanlar arasındaki tutum, davranış ve inançlardaki farklılaşmadır.[13]
Kısaca toplumsal değişmeyi toplumların yapısındaki farklılaşma ve başkalaşma[14] olarak tanımlayabiliriz.
3.
TOPLUMSAL YAPI
Toplumsal yapı kavramı üzerinde toplumbilimciler ortak bir tanım üzerinde birleşmemişlerdir. Yapıyı bireyler arası yapısal ilişkiler bütünü ele alan toplumbilimcilerin yanında yapıyı toplumsal küme ve kurumlardan oluştuğunu söyleyen tanımlarda olmuştur. Yapı kavramı genel anlamıyla bir bütünlüğü ve düzeni ifade eder.
Toplum
bilimsel açıdan bakıldığında toplumsal yapı; bir
topluluğun toplumsal düzeni, kuruluşu, kuruluşun
işleyişi ve bir takım görevleri yerine getiriş yoludur[15]
denilebilir.
Toplumsal
yapı kavramını sürekli ve örgütlü ilişkiler için kullanmak
gerektiğini savunan ifadelerde bulunmaktadır. Örneğin M.
Ginsberg Toplumsal yapıyı Toplumu oluşturan temel
grupların ve kurumların meydana getirdiği bir kompleks olarak
anlamaktadır.[16]
Toplumsal
yapıyı Aktörlerin toplumsal etkileşimlerinin
kalıplaşmış sistemi olarak algılayan T. Parsons
yapıyı Roller, birliktelikler, normlar ve değerler kümesi
olarak yani normatif kültürün örgütlenmiş ve istikrar gösteren bir
örüntüsü[17] olarak
açıklar.
Toplumsal
yapının önemi, Toplumdaki ilişkilerin bir düzen içinde
işleyebilmesi durumunda kendini belli eder. Sağlam temellere
oturmuş bir toplumsal yapıyla toplumda tutarlılık ve denge
sağlanabilir. Aksi durumlarda denge kaybolur ve sorunlar zinciri kendini
gösterir.
Orhan
Hançerlioğlu toplumsal yapıyı üretim biçimi ile açıklar.
Ona göre toplumsal yapı: Toplumsal ilişkilerin bütünüdür.[18]
Bu
ilişkilerin ekonomik kaynaklı olduğunu ve onun etrafında
gerçekleştiğini savunan fikirler de vardır. Örneğin:
Toplumsal ilişkilerin tümü temel ilişki olan ekonomik
ilişkilerde belirmektedir.[19]
Aktardığımız
bu farklı toplumsal yapı kavramlarını en genel anlamda
ifade edecek olursak; toplumsal yapı bireyler arasındaki
kurumlaşmış ilişkiler bütünüdür. Diğer bir
deyişle en küçük bir toplumsal birim olan bireyler arasında birlikte
yaşamanın gerektirdiği işlevleri yerine getirmek üzere
kurumlaşmış ilişkilerin sistemli ve uyumlu
birliğidir.[20]
Bu
bağlamda toplumsal yapı toplumu meydana getiren temel öğeleri ,
bu öğelerin toplum içindeki yerlerini ve aralarındaki ilişkileri
ve işleyişlerindeki düzenlilikleri anlatır.
Bu
tanım ışığında Toplumsal yapının
düzenliliğinden ve bu düzenliliği sağlayan öğelerin
karşılıklı etkileşiminden söz edebiliriz.
Toplumun
yapısı ile toplum içindeki örgütler arasında ilişki söz
konusudur. Yapı belli bir düzenliliği gösteren insan
ilişkileridir.
4. KÜLTÜR
Sosyal bilimlerde temel araştırma konularından biride kültürdür. Diğer kavramlarda olduğu gibi kültür konusunda da tüm sosyal bilimcilerin üzerinde anlaştığı bir tanıma ulaşılamamıştır. Bunun sebebi sosyal bilimlerin konusunun toplum olması ve kültüründe toplumla ilgili olan her şeyi içine almasıdır.
Bu
sebepten kültür konusunda açıklama yapan belli başlı sistemli
tanımlara yer vereceğiz. Kültür, bir toplumun ya da bütün
toplumların birikimli uygarlığıdır. Kültür, belli bir
toplumun kendisidir. Kültür, bir dizi sosyal süreçlerin bileşkesidir.
Kültür bir insan ve toplum teorisidir.[21]
Kültür
toplumun sahip olduğu tüm öğe değer ve motifleri
barındırdığı için bilim dalları kültürü
farklı bakış açılarıyla açıklama yoluna
gitmişlerdir. Örneğin Kültürü varlığımızın
yapısını belirleyen sosyal süreçle öğrendiğimiz
uygulama ve inançların, maddi ve manevi öğelerin birliğidir
diyerek onu sosyal miras ve gelenekler birliği olarak açıklayanların
yanında Morgvet ve Linton, hayat veya toplum biçimi olarak, kültür, bir
toplumun bütün hayat biçimidir. Kültür bir grubun yaşama biçimidir[22]
der. Kültüre sosyal ve kültürel evrendeki açık seçik eylemlerin ve
araçların ortaya koyduğu nesnelleştirdiği anlamlar,
değerler ve kurallar olarak bakan Srokin, bunların etkileşimi ve
ilişkilerini bütünleşmiş ve bütünleşmemiş gruplar
olarak ikiye ayırır.[23]
Kültürü
öğrenilen ve kuşaklara aktarılan bir bilgi birikimi olarak
açıklayan Tanzerde kültürün toplumsal olarak öğrenilen ve aynı
yoldan yeni kuşaklara aşılanan davranış örüntüleri ya
da kalıplarıdır.[24]
şeklinde açıklamıştır.
Kültürün
diğer bir özelliğini açıklayan Toylor ise Kültür, bir toplumun
üyesi olarak, insanoğlunun öğrendiği bilgi, sanat, gelenek
görenek v.b yetenek, beceri ve alışkanlıkları içine alan
karmaşık bir bütündür[25]diyerek
Tanzere yakın bir açıklama yapmıştır.
Kültürün
yayılma yolunu açıklamaya çalışan ve her kültürün ait
olduğu toplumda geçerli olduğunu söyleyen Özkalp kültürün
insanların kullandıkları dil sayesinde yayılıp
geliştiğini, her toplumun farklı düşünce
kalıbının olduğunu ve bu kalıbın
yaşadığı toplum içinde önemli ve geçerli olduğunu
söylemiştir.
Bu
tanımlardan sonra kültürün herkesçe kabul edilmiş özelliklerinden
bahsetmekte yarar var.
Kültür:
-
Sonradan öğrenilen bir olgu olduğundan öğrenilir.
-
Yeni kuşaklara aktarıldığından kültür
süreklidir.
-
Doğduğu toplumun özelliklerini
yansıttığından toplumsaldır.
-
İdeal davranışları belirlediğinden
sistemleşmiştir.
-
Değişebilme özelliği vardır.
-
Bütünleştirici özelliği vardır.
-
Bütünüyle maddi, gözlenebilir olmadığından
soyutlaşmıştır.[26]
5. KÖY
En genel anlamla kasabaya göre daha küçük olan yerleşim birimidir. Daha küçük olmaktan kasıt: nüfus, mekan, doğum oranı, nüfus hareketliliği, üretim, tüketim gibi olgulardır.
Köyün bir bütünlük olduğunu ve toplumu oluşturan öğe
olduğunu belirtmek köy kavramını açıklamada yararlı
olacaktır. Bu bağlamda köy ile ilgili bir çok tanım
yapılmıştır. Örneğin Halkı belli bir toprak bütününü
işleyen kır yerleşmesi düzeninde konutlar topluluğudur.[27]
1924 tarihli köy kanununun 1. ve 2. maddeleri köyü şu şekilde
tanımlamaktadır.
Nüfusu 2 binden aşağı yurtlara köy denir.
Bu açıklama ülkemizde köy ayırımı yapmada nüfus
kriterini oluşturmaktadır.
Bir başka tanım da köyün yapısal özelliklerini
açıklamaktadır. Buna göre; Cami, mektep, otlak, yaylak,
bataklık gibi ortak malları bulunan toplu ya da
dağınık evlerde oturan insanlar bağ, bahçe ve
tarlalarıyla birlikte bir köy teşkil eder.[28]
Ozankaya ise köyü geleneksel biçimleriyle genellikle tarımla
uğraşan, içinde bulunduğu toplumun bütünlüğü ile ortak
çıkarı az olan ve sınırlı ölçüde eşgüdülmüş
bulunan; birbirleri karşısında güçlü özerklik eğilimleri
gösteren; toplumsal çevreden çok doğal çevre ile yoğun ilişkilerde
bulunan birkaç düzine ile birkaç yüz arasında değişen
sayıda hanelerden kurulu, belli bir özenle korunan
sınırları bulunan topluluklardır[29]
olarak açıklar.
Bir başka tanımda köyün kentsel yapılardan
farklılıkları belirtilmiş. Yönetim durumu, toplumsal ve
ekonomik özellikleri veya nüfusun yoğunluğu yönünden şehirlerden
ayırt edilir.
Genellikle tarımsal alanda çalışmak gibi işlevleri
belirlenen, konutları ve öteki yapıları,bu hayatı
yansıtan yerleşme biçimidir.[30]
Köysel yapılar bütün ülkelerde farklı nitelik
göstermektedirler. Bu sebeple ortak evrensel bir tanım yapmak güçtür ancak
bu tanımlar ışığında genel bir sosyolojik
tanım yapmak gerekirse, köyler genellikle tarımla uğraşan,
içinde bulundukları toplum bütünlüğüyle ortak çıkarları az
olan ve sınırlı ölçüde eşgüdülmüş bulunan birbirleri
karşısında güçlü özerklik eğilimleri gösteren toplumsal
çevreden çok doğal çevre ile yoğun ilişkiler içinde bulunan
birkaç düzine ile birkaç yüz arasında değişen sayıda
hanelerden kurulu, belli bir özenle korunan sınırları bulunan
topluluklardır.
6. KENT
Çağımızda egemen yerleşme biçimi olan kent, tarihsel süreçte insan ilişkilerinin, yaşandığı fiziksel bir boyutudur. Kent oluşumları ülkelerin tarihsel,kültürel gelişimleriyle paralellik göstermiş, bu yüzden kent oluşum şekilleri ülkelerden ülkelere farklılık göstermiştir.
Kent tanımı konusunda, kent bilimciler, iktisat bilimcileri ve sosyal bilimciler
kendi bakış açıları ışığında
açıklamalar getirmiştir. Örneğin kent, tarım
dışı etkinliklere, özellikle sanayii ve hizmet
çalışmalarına dayalı, nüfusu on binden daha fazla olan
yerleşme yerlerine denir.[31]
Bunun yanından şehir tanımlarını en
genelleştirici bir anlatımla Tarım dışı ve
tarımsal tüm üretimin denetlendiği, dağıtımın
kordine edildiği, ekonomisi bunu destekleyecek şekilde, tarım
dışı üretime dayalı bulunan, teknolojik gelişiminin
beraberinde getirdiği nüfus büyüklüğüne, yoğunluğuna
varmış toplumsal heterojenlik ve entegrasyon düzeyi yükselmiş,
karmaşık ve mekanik bir mekanizmanın sürekli olarak işlediği
bir insan yerleşmesidir.[32]
Kent toplumu hakkında görüşleri ile önemli bir diğer
toplum bilimci de Lois WHIRTHdır. Whirth kentin özel bir toplumsal
organizasyon biçimi olduğunu söyler. Bu tür organizasyon Whirthe göre
nispeten büyük, yoğun, toplumsal açıdan farklılık gösteren
bireylerin devamlı oturdukları bir yerleşim biçimidir. [33]
2. BELDE
Nüfus bakımından köyden daha fazla ilçeden daha az olan yerleşmelere verilen addır. Nüfusu 2000in üzerinde olan yerleşmelere denir.
Beldede
ayrıca daha önce bağlı olduğu belediye
teşkilatından bağımsız başka bir belediye
teşkilatı bulunmaktadır. İdari olarak bağlı
olduğu kaymakamlık bağlı olduğu eski kaymakamlık
olup yönetsel işleri kendi içinde bağımsız olan belediye
teşkilatı yapmaktadır. Belediye encümen meclisi ve hizmet
alanları bulunan beldelerde bu meclis yapılacak icraatlarda kendi
meclislerine sorumludurlar.
1.
ARAŞTIRMANIN
KONUSU
Sosyolojinin
ilgilendiği konu toplumdur yani toplumun sahip olduğu
yapıdır. Toplum bünyesinde barındırdığı
parçalarla oluşmaktadır. Bu parçalar toplumu açıklamada bizlere
anahtar olacak ve bakış açımızı
oluşturacaktır.
Bu
sebepten dolayı bu parçaların açıklanması toplum içindeki
yerini ve bu parçaları oluşturan öğelerin ilişkileri,
alışkanlıkları, yaşam şekilleri, inançları
ortaya konulmalıdır.
Bu
araştırmada toplumun bir parçası olan kır olgusu, bir
örneklem alınarak açıklanmaya
çalışılmıştır.
Yukarıda
saydığımız nedenlerden dolayı araştırma
konusu olarak Balıkesir ilinin Erdek İlçesine bağlı Ocaklar
beldesinin monografisi seçilmiştir.
2.
ARAŞTIRMANIN
AMACI
Balıkesir Erdek İlçesine bağlı Ocaklar beldesinde monografi araştırması yapmaktır.
Bu
çalışma ile daha önce araştırması yapılan
beldelerle karşılaştırma imkanı sağlanacak ve
Ocaklar beldesinin toplumsal değişim sürecine bağlı olarak
sosyo-ekonomik ve kültürel yapısı incelenecektir.
Araştırma
yapılan beldede ekonomik etkinlikler, üretim, tüketim eğilimleri,
nüfus yapısı, aile yapısı, eğitim durumu ve çevreyle
olan ilişkisi ortaya konmuştur.
3.
ARAŞTIRMANIN
YÖNTEMİ
Yöntem: Sonuca ulaşmak amacıyla izlenen sistematik yol anlamındadır.
Bu
araştırmada bilimsel yöntem kullanılarak Beldenin
yapısı anlaşılmaya
çalışılmıştır. Bu çalışmada
yapısal-işlevsel yaklaşım kullanılmıştır.
Yapısal
işlevsel yaklaşım: toplumun birbiriyle uyumlu, ahenkli ve
birbirine bağlı öğelerden her birinin bir görevi olduğunu,
bu fonksiyonların yapılardan önce çıktığını
savunan yaklaşımdır.
Araştırmada
kullanılacak veriler anket sorularının konu alanındaki
bireylere sorulmasıyla elde edildikten sonra çıkarmasalar da
bulunulması ve bunların test edilerek ispatlanmasından sonra
genellemelere gidilmiştir. İşte izlenen bu süreç bilimsel bir
araştırmada izlenen bilimsel yöntemdir.
4.
ARAŞTIRMADA
KULLANILAN TEKNİKLER
Araştırmayla ilgili olarak kaynak taraması çalışması yapılmış ve araştırmanın kavramsal bölümü oluşturulmuştur.
Veri
elde etmek amacıyla daha önceden hazırlanmış anket
soruları kullanılmıştır. Beldeye bizzat gidilerek
gözlemin yanı sıra beldeye yönelik söyleşi
yapılmıştır. Dört gün süren, anket sorularının
hane reislerine sorulması işlemi üç kişiyle
yapılmıştır.
Ocaklar
beldesinin hane reisleri araştırmanın evrenini
oluşturmaktadır. Beldede kış aylarında 500 hane
bulunmaktadır. 100 haneye sorular yöneltilmiş. Böylece evrenin %20
sine anket uygulanmıştır. Daha sonra bu sonuçlar
değerlendirilerek genellemelere gidilmiştir ve sonuç olarak belde
hakkındaki olgusal gerçeklere varılmıştır.
II. BÖLÜM
BELDE HAKKINDA GENEL BİLGİLER
1.
BELDENİN
TARİHİ
18 Eylül 1922de Halit Paşa komutasındaki Türk Birlikleri Erdeke girerken, büyük bir telaşla kaçan yerli Rumların yakıp yıktığı yerler arasında, o zamanki ismi Gonia olan Ocaklar da vardı. İki sene kadar ıssız ve viran kalan Ocaklar 1924 yılının Temmuz ayında 90 ailenin buraya yerleşmesiyle ıssız günlerini geride bırakır. Mübadele ile Selanikin Yartikap, Vadina, Karacaova gibi kasabalarından gelen ilk sakinlerinden sonra 1929 yılında Saraybosna ve Bihaçtan gelenlere ek olarak sonraki yıllarda Romanya, Sivas, Bayburt, Ağrı, Trabzon ve daha birçok yerden gelen nüfusun eklenmesiyle Ocakların çekirdek nüfusu oluşmuştur. 18 Nisan 1999 seçimleriyle belediye teşkilatı kurulup Ocaklar beldesi adı değişmiştir.
Kapıdağ yarımadasının batı sahilinde yer alan OCAKLARın kuzeyinde 774 m yüksekliğinde Yataktepe, doğusunda Kurukayatepe, Dikilitaş, Dumanlıtepe, Kaletepe ve Çiftçınar, güneyinde Tunbatepe bulunur. Denize dökülen turluk ve kirazlı derelerinin yaz mevsiminde suları oldukça azalır. Kumla kaplı 3 km sahili sığ ve sakin denizi ile OCAKLAR doğal güzellikleriyle ön plandadır. İki köşeli sahili bize eski isminin anlamını da ele veriyor, köşe anlamına gelen (Gönye) gonia Türkçede Konyaya dönüşmüş daha sonraları çevrede bulunan granit taş ocaklarına izafeten OCAKLAR denilmiştir.
3. BELDENİN İKLİMİ
Ocaklarda yıllık ortalama sıcaklık 15 C° civarındadır, en sıcak ay Temmuz 25 C° civarındadır, gündüz sıcaklık zaman zaman 30 C° çıkar. Aşırı sıcakların fazla olmaması OCAKLARın yaşanacak ideal yerler arasına sokar. Hakim rüzgar poyrazdır, bu yüzden deniz kıyıda oldukça sakindir. Nem oranı yıllık %50i civarındadır. Yağış en fazla kış mevsiminde yağmur olarak düşer. Yaz mevsiminde düşen yağış oranı %8 dir. Kar yağışı oldukça azdır. Sonuç olarak; ılık akdeniz iklimi bölgeye hakimdir.
4.BELDENİN
BİTKİ ÖRTÜSÜ
OCAKLARın iklim özelliklerinden dolayı 300 m kadar fundalık, ağaçlık göze çarpar. 300 mden sonra gür ormanlık, bölgenin bir başka özelliğidir. Her sene çıkan orman yangınları ne yazık ki tatil için gelenlerin ihmalinden çıkmaktadır. Ovada zeytin ağaçları vardır, yer yer yamaçlarda da zeytin ağacı bulunmaktadır. Diğer ağaç türleri ise meşe, çınar, karaçam, ıhlamur, kayın, defne, dişbukak ve kavaktır.
5. BELDENİN JEOLOJİK YAPISI
Kapıdağ Yarımadasının batısındaki batı granit masifi (İhsan Ketin 1946) Ocaklar graniti ile anılır. Kuvarsdiyarit, grannodiorit bileşimli orta iri taneli granitte mineral olarak kuarz, plajiyeklas ve mika bulunur. Tumba tepesi tamamen telkşistlerden oluşmuştur. Ocaklar ovası verimli alivyonlarla kaplıdır, mikalı ince taneli kumsalı Ocakların en önemli özelliklerindendir.
OCAKLARın ekonomisi oldukça canlıdır. Beldede üç fırın, on market, kahveler, çay bahçeleri, restoranlar, lokantalar, tamirciler, balıkçılar ve daha birçok işyerleri vardır. Hemen hemen bütün evler yazın pansiyon olarak hizmet verirler. Ayrıca sahil şeridinde lüks oteller vardır.
Civardaki
granit taş ocakları birçok kişiye iş olanakları
sağlamaktadır. Yeni kurulan tavuk çiftlikleri geleceğe dönük
umutlar beslemektedir.
Aslında
zeytin tarımı ekonominin bel kemiğidir. Yukarıdaki bütün
iş kolları zeytine endekslidir.
Çalışanların ekonomik
etkiliklere göre dağılımı öncelikle turizm amaçlı
ticaret ve hizmet vektörüdür. Ekonomik faaliyetler genellikle Haziran-Eylül
ayları arasında canlılık kazanmakta, deniz mevsimi
tamamlandıktan sonra, birçok eğlence yeri, lokanta ve ticarethaneler
kapatılmaktadır. Yılın diğer aylarına bölgede
kalan yerel halk zeytincilikle uğraşmaktadır.
7. BELDENİN NÜFUS YAPISI
Ocakların nüfusu 1999 yılı sağlık ocağı verilerine göre 2117 kişi ve hane sayısı 483tür. Ocaklarda nüfus 1970-90 yılları arasında durağan bir seyir göstermiştir. 1990 yılından sonra 18. madde uygulaması ve sahil yerleşmesi olmasından dolayı 1990-97 yılları arasında iki kat artış göstererek 2083 kişiye ulaşmıştır. Yerleşme genelde ikincil konut talebiyle karşı karşıyadır. Bursa, Bandırma ve İstanbulda yaşayanların Ocaklar da yazlık evleri bulunmaktadır. Yaz aylarında, özellikle hafta sonları yerleşmenin nüfusu 10.000 kişinin üzerine çıkmaktadır.
8.BELDENİN GENEL GÖRÜNÜMÜ
Ocaklar, tek bir mahalleden oluşmaktadır. Yerleşmenin kıyı yerleşmesi olmasından dolayı genelde iki katlı yazlıklar, moteller, pansiyonlar ve bunlara hizmet veren lokanta eğlence yerleri ve ticarethaneler bulunmaktadır. Evlerin tamamına yakını beton armadır. Mesken dokuda kentsel yeşil alan olarak nitelendirilebilecek tek alan sahilde dolgu zemin üzerinde yapılan çocuk bahçesidir. Fakat yerleşmenin çevresinde bulunan zeytinlik alanlar yerleşmenin etrafını sarmaktadır.
Yerleşmede idari tesis olarak Belediye Binası, Sağlık Ocağı, İlköğretim Okulu ve Adalet Bakanlığı Sosyal Tesis i bulunmaktadır.
3. BÖLÜM
ARAŞTIRMANIN BULGULARI VE ÇÖZÜMLEMELER
A.
HANE REİSİ HAKKINDA GENEL BİLGİLER
1.
Yaş, cinsiyet ve medeni durum
Tablo 1:
Hane reisinin cinsiyeti
Cinsiyet |
Sayı |
% |
Erkek |
61 |
61 |
Kadın |
39 |
39 |
Toplam |
100 |
100 |
Ankette soru sorulan hane reislerinin %61 erkek %39 kadın olarak tespit edilmiştir. Anket sorularından sağlıklı ve geçerli veriler alabilmek için hanede görüşülen kadın sayısı olabildiğince yüksek tutulmaya çalışılmıştır.
Tablo 2: Hane reisinin yaşı
Yaşlar |
Sayı |
% |
15-24 |
3 |
3 |
25-34 |
28 |
28 |
35-44 |
30 |
30 |
45-54 |
17 |
17 |
55 ve üzeri |
22 |
22 |
Toplam |
100 |
100 |
Hane reislerine yöneltilen kaç yaşındasınız? sorusuna %3lük kesim 15-24 arası %28`lik kısım 25-34 %30luk kısım 35-44 %17lik kısım 45-54 %22lik kısımda 55 üzeri cevabı vermiştir. Anlaşılacağı gibi hane reislerinin %75i orta yaş grubundadır. Sonuçta Ocaklar beldesinin büyük bir kısmı orta yaş grubundadır.
Tablo 3: Hane reisinin medeni durumu
Medeni durum |
Sayı |
% |
Evli |
91 |
91 |
Bekar |
9 |
9 |
Toplam |
100 |
100 |
Tablodan da anlaşılacağı gibi görüşülen hane reislerinin %91 gibi büyük çoğunlukla evli %9luk kısmı ise hiç evlenmemiştir.
2. Hane reisinin ve ailesinin eğitim durumu ve
çocukla ilgili durumları
Tablo 4: Hane reisinin öğrenim durumu
Öğrenim durumu |
Sayı |
% |
Okur-yazar değil |
5 |
5 |
İlkokul |
59 |
59 |
Ortaokul |
12 |
12 |
Lise |
15 |
15 |
Yüksekokul |
9 |
9 |
Toplam |
100 |
100 |
Görüşülen hane reislerinin %95lik kısmı temel eğitim almış bireylerden oluşmakta. %59 gibi büyük bir bölüm sadece ilkokula gitmiş, %12lik kısım ortaokul eğitimi almış, %15lik kısım lise eğitimi almıştır. Bireylerin %9luk gibi bir kısmı da yüksekokulu bitirmiştir. Bu sonuçlarla Ocaklar beldesinin öğrenim düzeyinin Türkiye oranına göre yüksek olduğu görülmekte okur-yazar olmayan %5lik kısmında orta yaş üstü kısmından olduğu anlaşılmaktadır.
Tablo 5: Hane reisinin eşinin öğrenim durumu
Öğrenim durumu |
Sayı |
% |
Okur-yazar değil |
3 |
3.2 |
İlkokul |
59 |
64.8 |
Ortaokul |
12 |
13.1 |
Lise |
10 |
10.9 |
Yüksekokul |
7 |
7.6 |
Toplam |
91 |
100 |
Tablodan da anlaşılacağı gibi evli olan %91lik kısmın eşlerinin %64.8lik büyük kısmın Tablo 4teki gibi ilkokul mezunu %13.1kısmıda orta okul mezunu %7.6lık kısmın ise yüksek okul mezunu olduğu saptanmıştır. Okur-yazar olmayanların oranı ise %3.2dir. Tablo:5 teki değerlerin Tablo: 4 ile yakınlık gösterdiği de gözlenmiştir. Bu da evlenen çiftlerin kedileri gibi veya yakın seviyede eğitim görmüş kişilerle evlendiğini göstermektedir.
Tablo 6: Hane reisinin çocuk durumu
Çocuğu var mı? |
Sayı |
% |
Var |
88 |
96.7 |
Yok |
3 |
3.3 |
Toplam |
91 |
100 |
Ocaklar beldesinde evli olan hane reislerinin %96.7 gibi büyük bir kısmının çocuk sahibi olduğu görülmektedir.
Tablo 7: Hane reisinin çocuk sayısı
Çocuk sayısı |
Sayı |
% |
1 |
25 |
28.4 |
2 |
46 |
52.2 |
3 |
8 |
9 |
4 |
7 |
7.9 |
5 ve üzeri |
2 |
2.2 |
Toplam |
88 |
100 |
Çocuğu olan %96.7lik kısmın %28.4ünün 1 çocuğu, %52.2sinin 2, %9luk kısmının 3, %7.9luk kısmının 4, %2.2lik kısmının 5 ve üzeri çocuk sahibi olduğu gözlenmiştir.
Buradan Ocaklar Beldesinin aile yapısının daha çok çekirdek oluşu aile planlaması ve eğitim ve yetiştirme şartlarından dolayı %80.6lık kısım 1 veya 2 çocuk yoluna gitmiştir. 5 ve üzeri çocuğu olan ailelerin ise oranı sadece %2.2 olduğu görülmüş ve bu kısmın yaş seviyesinin orta üstü olduğu tespit edilmiştir.
Tablo 8: Evli çocuğunuz
var mı?
Evli çocuk |
Sayı |
% |
Var |
31 |
35.2 |
Yok |
57 |
64.8 |
Toplam |
88 |
100 |
Tablo 9: Okuyan çocuğunuz var mı?
Okuyan çocuk |
Sayı |
% |
Var |
48 |
54.5 |
Yok |
40 |
45.5 |
Toplam |
88 |
100 |
Ocaklar beldesinde görüşülen hane reislerinin %54.5 sinin çocuğu okula gitmekte, %45.5 ise ya mezun olmuş ya da okula gitmemiş durumdadır.
Tablo 10: Çocuğunuz hangi okula gidiyor?
Okul |
Sayı |
% |
İlköğretim |
26 |
54.1 |
Lise |
14 |
29.1 |
Yüksekokul |
8 |
16.6 |
Toplam |
48 |
100 |
Yapılan araştırmada Ocaklar beldesinde görüşülen hane reislerinin çocuklarının %54.1inin ilköğretimde, %29.1inin lisede, %16.6sının yüksekokulda olduğu tespit edilmiştir. Büyük çoğunluğun ilköğretim olması genç evli çiftlerin çoğunlukta olması demektir. Ayrıca Ocaklarda çocuklarını başka şehirlere yüksekokula gönderen ailelerinde varlığı sözkonusudur.
Tablo 11: Doğum yeriniz.
Doğum yeri |
Sayı |
% |
İl |
9 |
9 |
İlçe |
8 |
8 |
Köy |
83 |
83 |
Toplam |
100 |
100 |
Görüşülen hane reislerinin %83ünün Ocaklarda doğduğu, %8inin Erdekte, %9unun il merkezinde doğduğu tespit edilmiştir.
Tablo 12: Ocaklar lımısınız?
Ocaklarlımısınız? |
Sayı |
% |
Evet |
86 |
86 |
Hayır |
14 |
14 |
Toplam |
100 |
100 |
Görüşülen hane reislerinin %86sının Ocaklarlı olduğu tespit edilmiş; %14lük kısım ise buraya tatil amaçlı veya sağlık amaçlı geldiklerini daha sonra yerleştiğini görüyoruz.
3.
Beldedeki göçe bakış şekli
Tablo 13: Ocaklardan göç etmeyi düşünüyor musunuz?
Göçü düşünüyor musunuz? |
Sayı |
% |
Evet |
10 |
10 |
Hayır |
90 |
90 |
Toplam |
100 |
100 |
Tablo 14: Niçin göç etmek istiyorsunuz?
Niçin |
Sayı |
% |
Çocuğumun eğitimi |
7 |
70 |
İş plan |
2 |
20 |
Geçim |
1 |
10 |
Toplam |
10 |
100 |
Tablo 15te görüldüğü üzere Ocaklarda görüşülen hane reislerinden %90ı göç etmeyi düşünmemekte. Bunun sebebi; iş olanaklarının fazlalığı, yaşam şartlarının kolay oluşudur. Göç etmeyi düşünenlerin ise %70lik kısmının sebebi çocuğunun eğitimi içindir. Ocaklarda sadece ilköğretim okulunun olması buna sebeptir. %20lik kısmını iş planlarını sebep olarak öne sürerken geçim sorununu sebep olarak öne süren kişi sayısı sadece birdir.
4.Beldede
hakim olan evlenme şekilleri ve aile yapısı
Tablo
15: Kaç yaşında evlendiniz?
Evlenme yaşı |
Sayı |
% |
15-19 |
22 |
24.1 |
20-24 |
53 |
58.2 |
25-34 |
14 |
15.3 |
35 ve üzeri |
2 |
2.1 |
Toplam |
91 |
100 |
Ocaklar beldesinde evlenme yaşının %58.2 gibi yüksek bir oranla 20-24 yaş grupları arasında olduğu 15-19 yaş grubunda evlenenlerin oranının da %24.1 olduğu gözlenmiştir. %15.3ünün 30-34 yaş grubunda evlendiği tespit edilmiş 35 yaşın üzerinde evlenenlerin ise sadece %2.1 olduğu saptanmıştır. Beldede 15 yaşın altında evlenmelerin olmadığı dikkati çekmiştir. Bu da Ocaklarda evlenme yaşının yüksek olduğunu bize gösterir.
Tablo 16: Evlenme biçimleri
Biçim |
Sayı |
% |
Resmi |
7 |
7.6 |
Resmi-dini |
84 |
92.4 |
Toplam |
91 |
100 |
Ocaklarda evli bireylerle yapılan ankette, evli bireylerin %92.4ünün resmi nikahla birlikte dini nikahı da kıydırdığı ortaya çıkmış, %7lik kısmın ise sadece resmi nikah yaptığı ortaya çıkmıştır. Bu da Ocakların dini ve kültürel motiflere uyduğunu bize gösteren bir kriterdir.
Tablo 17: Evlenme sayısı
Kaç kızla evlendiniz |
Sayı |
% |
1 |
90 |
98.9 |
2 |
1 |
1.1 |
Toplam |
91 |
100 |
Tablo 18: Erkek bireylerin eş sayısı
!den fazla eşiniz var mı? |
Sayı |
% |
Evet |
-- |
-- |
Hayır |
55 |
100 |
Toplam |
55 |
100 |
Gördüğünüz gibi evli erkek hane reislerine sorduğumuz, 1den fazla hanımınız var mı? sorusuna %100lük kısmı hayır cevabını vermiştir. Bu da Ocaklarda tek eşli evliliğin hakim olduğunu göstermektedir. Bunun sebebi Ocaklarda her hanenin kendine ait toprağı, dükkanı ve işi olduğundan feodal örüntülerin olmasından kaynaklanma ve eğitim seviyesinin nispeten yüksek olmasına bağlamaktayız.
Tablo 19: Evliliklerde başlık parası
olgusu
Başlık parası verdiniz mi? |
Sayı |
% |
Evet |
2 |
2.1 |
Hayır |
89 |
97.9 |
Toplam |
91 |
100 |
Ocaklar beldesinde başlık parası adetinin olmadığı, %97.9luk kısmın hayır cevabını vermesiyle ortaya çıkmıştır. Evet cevabını veren %2.1lik kısım ise verilen baba hakkı olarak verildiğini söylemişlerdir.
Tablo 20: Eşlerle akrabalık durumu
Akrabalık durumu var mı? |
Sayı |
% |
Evet |
-- |
-- |
Hayır |
91 |
100 |
Toplam |
91 |
100 |
Eşlerinizle akrabalık durumu var mı? sorusuna, evli hane reislerinin %100lük bir kısmı hayır cevabını vermiştir. Bunun sebebinin akraba evliliğinin sonucunda meydana gelen özürlü çocuk ve bebelerin Ocaklar halkı tarafından bilinmesi ve halkın bu konuda bilinçli olmasındandır. Tablo 19,20 ve 21 deki hayır oranlarının yüksek olması bize Ocaklardaki hakim aile şekilleri hakkında somut bilgi vermektedir.
Tablo 21: Evlenme biçimi
Evlenme şekli |
Sayı |
% |
Görücü usulü |
22 |
24.1 |
Kaçarak-kaçırılarak |
16 |
17.5 |
Tanışıp-anlaşarak |
53 |
58.2 |
Toplam |
91 |
100 |
Tabloda da görüldüğü gibi Ocaklarda flört ya da tanışarak evlenenlerin oranı %58.2, görücü usulü ile evlenenlerin oranı ise %24.1 dir ve bu da orta yaş üstü gruplarda görülen evlilik şeklidir. Ocaklarda yaygın bir şekilde görülen kaçırılma-kaçırma olayı da %17.5 oranında tespit edilmiştir. Görülüyor ki evlenme şekilleri aile yapılarıyla doğru orantılı bir şekilde bireylerin %75.7sinin kendi istekleriyle evlendiklerini ortaya çıkarmıştır. Bu sonuçta Tablo 19, 20 ve 21deki sonuçlarında bir açıklaması olmaktadır.
Tablo 22: Hane nüfusu
Kimlerle yaşıyorsunuz? |
Sayı |
% |
Dede,nine,ana,baba,çocuklar |
4 |
4 |
Ana, baba, çocuklar |
78 |
78 |
Ana,baba, evlenmiş çocuklar |
1 |
1 |
Eşim ve ben |
16 |
16 |
Yalnız |
1 |
1 |
Toplam |
100 |
100 |
Oturduğunuz evde kimlerle yaşıyorsunuz sorusuna %78lik kısım eşim ve çocuklarım cevabını vermiş, %4lük kısım dede, nine, ana, baba cevabı verirken %16lık kısım eşiyle birlikte yaşarken, %1in yalnız yaşadığı anlaşılmıştır. Buradan da anlaşılacağı gibi Ocaklarda çekirdek aile yapısının hakim aile şekli olduğunu geniş aile oranının da %5te kaldığını göstermektedir. Bu da aile yapısının evrensel anlamda değiştiği, yani geniş anlamda aileden çekirdek aileye doğru olduğudur.
Tablo 23: Haneden aile reisi
Reis |
Sayı |
% |
Baba |
74 |
74 |
Büyükbaba |
6 |
6 |
Karı-koca |
20 |
20 |
Toplam |
100 |
100 |
Ocaklarda hane reisliği konusunda %74lük kısımda erkeğin reis olduğu, %6lık kısımda dede (ebeveyn) nin reis olduğunu, %6lık kısımda ise evdeki kararların karı-koca ortak alındığını söylemektedir. Bu da, Ocaklarda geleneksel aile yapısının (erkek hakimiyetli) olduğunu gösterir.
B.SOSYO EKONOMİK DURUM
1.
Geçim Kaynakları
Tablo 24: Geçim şekli
Meslek |
Sayı |
% |
|
Çiftçi |
67 |
67 |
|
Çiftçi-esnaf |
12 |
12 |
|
Çiftçi-memur |
4 |
4 |
|
Çiftçi-işçi |
3 |
3 |
|
Çiftçi-emekli |
5 |
5 |
|
İşçi |
4 |
4 |
|
Başka(garson,şoför,s.m.) |
5 |
5 |
|
Toplam |
100 |
100 |
|
Geçiminizi nasıl sağlıyorsunuz? sorusuna hane reislerinin %67 sadece çiftçilik, %12 çiftçiliğin yanında esnaflık, %4 memuriyetlikle beraber çiftçilik, %3ü bir kuruluşta işçi ve aynı zamanda çiftçilik, %5i emekli maaşı ve çiftçilik, %4lük kısmı sadece işçi geliri derken %5ide garson,şoför ve serbest meslekte geçimini sağladığını söylemiştir.
Görülüyor ki Ocaklarda temel geçim şekli çiftçiliktir ve cevap verenlerin %91i tarımla uğraşan kısımdır. Sadece %9luk kısım tarımla uğraşmamaktadır. Bu da Ocaklar ekonomisinin temel belirleyicisinin tarım geliri olduğunu göstermektedir.
Tablo
25: Yetiştirilen ürün
Ürün |
Sayı |
% |
Zeytin |
95 |
100 |
Toplam |
95 |
100 |
2. Maddi kaynaklar
Tablo 26: Toprak yüzölçümü
Dönüm |
Sayı |
% |
1-4 |
36 |
37.8 |
5-9 |
30 |
31.5 |
10-14 |
14 |
14.7 |
15-19 |
7 |
7.3 |
20-24 |
5 |
5.2 |
25 ve üstü |
3 |
3.1 |
Toplam |
95 |
100 |
Tablo 25te görüldüğü gibi çiftçilikle uğraşan %95lik kısmın %100 zeytin üreticiliği yapmakta. Bu da bize zeytin ürünün Ocaklardaki önemini gösteren bir veridir.
Tablo 26daki verilere baktığımızda toprak sahiplerinin hepsinin 1 dönümden fazla toprağı olduğu görülmektedir. %37.8inin 1-4 dönüm arası toprağı olduğu görülmekte, %8.3lük kısmının ise 20 dönümden fazla toprağının olduğu görülmektedir. Ocaklarda tüm üreticilerin kendine ait topraklarının sebebi mübadele sonrası, kendilerine devlet tarafından dağıtılan toprakların olmasındandır.
Tablo 27: Turizm geliri
Turizm geliri |
Sayı |
% |
Var |
61 |
61 |
Yok |
39 |
39 |
Toplam |
100 |
100 |
Tablo 28: Turizm geliri hangi yoldan elde
ediliyor
İşin adı |
Sayı |
% |
Pansiyon |
49 |
80.3 |
Otel |
1 |
1.6 |
Turistik çay bahçesi |
7 |
11.4 |
Rehberlik |
1 |
1.6 |
Sezonluk büfe |
2 |
3.2 |
El sanatları |
1 |
1.6 |
Toplam |
61 |
100 |
Ocaklar da Tablo 27de görüldüğü gibi halkın %61i turizmden gelir elde etmektedir. Turizm Ocaklarda ciddi gelir kaynağıdır. Tablo 28de görüldüğü gibi turizm gelirlerinin hangi yolla elde edildiği izlenmektedir. Turizmden gelir elde edenlerin %80.3ü kendi evlerini yaz
mevsiminde pansiyon olarak açmaktadırlar. İki kat ve daha üzerinde olan evlerin fazla oda sayısı bu gelirin önemini yansıtmaktadır.
%11.4lük kısım kışın kapalı olan yaz mevsiminde açtıkları çay bahçeleri ve eğlence yerleri ile bu geliri elde etmektedirler. %1.6lık kısım ise otel, rehberlik ve el sanatları işiyle uğraşmaktadırlar. %3.2lik kısım ise sezonluk büfe açma yoluyla bu geliri elde etmektedirler.
Tablo
29: Yıllık toplam gelir
Gelir miktarı(milyon) |
Sayı |
% |
600-799 |
2 |
2 |
800-999 |
1 |
1 |
1000-1399 |
6 |
6 |
1400-1899 |
7 |
7 |
1999-2199 |
6 |
6 |
2200 ve üzeri |
78 |
78 |
Toplam |
100 |
100 |
Yıllık toplam geliriniz ne kadar? sorusuna hane reislerinin %2si 600-799 milyon, %1i 800-999 milyon, %6sı 1000-1399 milyon, %7si 1400-1899 milyon, %6sı 1999-2199 milyon arasında miktar bildirmiştir. %78lik büyük bir oranın geliri ise 2200 milyon ve üzerinde olduğunu söylemiştir. Çeşitli iş kollarında uğraş veren bireylerden oluşan Ocaklarda gelir seviyesi, genelde orta-yüksek seviyededir. Zeytincilikten gelen tarım geliri ile turizmden gelen gelir buna temel sebeptir.
Tablo 30: Hanede başka
çalışan bireyler
Durum |
Sayı |
% |
Var |
21 |
21 |
Yok |
79 |
79 |
Toplam |
100 |
100 |
Ailenizde başka çalışan var mı? sorusuna hane reislerinin %21i var, %79u yok cevabını vermiştir.
3.Beldedeki konut şekilleri
Tablo 31: Oturduğunuz ev kaç katlı
Kat sayısı |
Sayı |
% |
1 |
22 |
22 |
2 |
52 |
52 |
3 |
20 |
20 |
4 |
2 |
2 |
5 |
4 |
4 |
Toplam |
100 |
100 |
Ocaklarda mülklerin %78i çok katlı olup, bunun sebebi mülkün pansiyon işleri görmesi ve alt katlarının ticarethane olarak kullanılmasıdır. Tek katlı evleri olan %22lik kısım nispeten daha eski evler olup, yeni yapılan evler başta bahsettiğimiz sebeplerden dolayı çok katlı yönündedir. %52lik oranla iki katlı, %20 oranla 3 katlı, %2 oranda 4 katlı, %4 oranla 5 katlı evler mevcuttur.
Tablo 32: Hanede oda sayısı
Oda sayısı |
Sayı |
% |
1 |
-- |
-- |
2 |
8 |
8 |
3 |
42 |
42 |
4 |
35 |
35 |
5 |
6 |
6 |
6 ve üzeri |
9 |
9 |
Toplam |
100 |
100 |
Evlerin pansiyon olarak kullanılması ve çok katlı olması oda sayılarının da fazla olmamasına neden olmuştur. %92 oranındaki hanelerin oda sayısı üç ve üçten fazla olduğu saptanmıştır.
Tablo 33: Isınma şekilleri ve araç gereçler
Araç |
Sayı |
% |
Soba |
100 |
100 |
Toplam |
100 |
100 |
Ocaklarda kışın ısınma şekli %100 oran sobayla olmaktadır. Yakacak olarak odun kullanılmaktadır.
Tablo 34: Evdeki eşyalar
Eşya |
Sayı |
% |
Televizyon |
99 |
99 |
Buzdolabı |
100 |
100 |
Oto.çam.mak. |
51 |
51 |
Bulaşık makinesi |
4 |
4 |
Mutfak robotu |
22 |
22 |
Başka(bilgisayar,müz.seti,video |
10 |
10 |
Toplam |
100 |
100 |
Ankete katılan hane reislerine birden fazla cevap verme hakkı verilmiştir.
Ocaklarda gelir seviyesinin yüksek olması tüketimi de artırmaktadır. %50lik kısmın evinde Televizyon, buzdolabı ve otomatik çamaşır makinesi bulunmaktadır. Hanelerinin %99unda televizyon bulunmaktadır. %100ünde ise buzdolabı mevcuttur. %10luk kesimde ise bilgisayar, müzik seti, video gibi ürünlerde bulunmaktadır.
Temel ihtiyaç ürünlerinin Ocaklar hanelerinde %51 gibi bir oranda bulunduğu saptanmıştır.
Tablo 35: Otomobiliniz var mı?
Durum |
Sayı |
% |
Var |
55 |
55 |
Yok |
45 |
45 |
Toplam |
100 |
100 |
Tablo 34te saptana duruma benzer durum Tablo 35de de görülmektedir. Bu durum gelir seviyesine paralel bir şekilde halkın %55inin otomobili bulunmaktadır.
C. TUTUMLAR
1.
Dinsel Tutumlar
Tablo
36: Büyüye inanır mısınız?
Tutum |
Sayı |
% |
İnanırım |
36 |
36 |
İnanmam |
64 |
64 |
Toplam |
100 |
100 |
Büyüye inanır mısınız? Sorusuna hane reislerinin %36sı evet, %64ü hayır cevabını vermiştir.
Tablo 37: Nazara inanma durumu
Tutum |
Sayı |
% |
İnanırım |
65 |
65 |
İnanmam |
35 |
35 |
Toplam |
100 |
100 |
Tablo 36daki verilerin tersi bir durum nazara inanır mısınız? sorusuna verilen cevapta ortaya çıkmıştır. Büyüye inanma oranının aksine nazara inanma oranı %65 inanmama oranı %35 olarak saptanmıştır. Bunun dinsel inançların etkiliğinden ortaya çıktığı anlaşılmıştır.
Tablo 38: Oruç tutma oranı
Tutum |
Sayı |
% |
Evet tutarım |
78 |
78 |
Hayır tutmam |
22 |
22 |
Toplam |
100 |
100 |
Tablo 39: Namaz kılma oranı
Tutum |
Sayı |
% |
Evet |
64 |
64 |
Hayır |
36 |
36 |
Toplam |
100 |
100 |
Tablo 38 ve 39da da görüldüğü gibi anket uygulanan hane bireylerinin çoğunluğu ibadetlerini belli ölçüde yerine getiriyorlar. Oruç tutma oranının namaz kılma oranına göre yüksek olmasının bir sebebi toplumsal baskı olgusudur. Halkın %78i oruç tutarken, %64ü namaz kılmaktadır. Namaz kılan %64 kısmında ne oranda namaz kılındığı Tablo 40da gösterilmiştir.
Tablo 40: Namaz kılma düzeyi
Tutum |
Sayı |
% |
Beş vakit |
17 |
26.5 |
Sadece cumada |
25 |
39 |
Sadece bayramda |
16 |
25 |
Sadece Ramazanda |
6 |
9.3 |
Toplam |
64 |
100 |
Ocaklarda namaz kılan %64lük kısmın %26.5i beş vakit namaz kılarken, %39u sadece Cuma namazını kılmakta. Bayram namazı kılanların oranı %25, sadece Ramazanda namaz kılanların oranı %9.3tür. sonuçlardan bize bireylerin %74.5inin belli zamanlarda namaz kıldıklarını ve bir kısmının bunu dini görev olarak değil adet olarak algıladıkları için kıldığını göstermektedir. Beş vakit namaz kılan %26.5lik oranında orta yaş üstü bireyler oluştuğunu da saptamaktayız.
Tablo 41: Çocuklarını Kuran kursuna gönderme
tutumu
Tutum |
Sayı |
% |
Gönderirim |
58 |
58 |
Göndermem |
42 |
42 |
Toplam |
100 |
100 |
Ocaklarda görüşülen hane reislerinin %58i çocuklarını Kuran kursuna gönderdiklerini veya gönderebileceğini söylerken %42lik grup ise göndermediğini veya göndermeyeceğini söylemektedir.
Tablo 42: Dua etme tutumu
Tutum |
Sayı |
% |
Sık sık |
48 |
48 |
Ara sıra |
44 |
44 |
Hayır |
8 |
8 |
Toplam |
100 |
100 |
Tablodan da anlaşılacağı üzere Dua eder misiniz? sorusuna ankete katılanların %48i sık sık ederim, %44ü ara sıra ederim cevabını verirken, %8lik kısım ise dua etmem yanıtını vermiştir. %92lik büyük bir kısmın dua ettiği saptanmıştır.
2.
Siyasi Tutumlar
Tablo 43: Siyasetle ilgilenme durumu
Tutum |
Sayı |
% |
İlgilenirim |
91 |
91 |
İlgilenmem |
9 |
9 |
Toplam |
100 |
100 |
Tablo 44: Siyasetle ilgilenme durumu
Düzey |
Sayı |
% |
Parti üyeliğim var |
12 |
13.1 |
Parti sempatizanıyım |
22 |
24.1 |
Parti yönetimindeyim |
4 |
4.3 |
Seçmenim |
53 |
58.2 |
Toplam |
91 |
100 |
Tablo 43te Ocaklar halkının %91inin siyasetle ilgilendiği saptanmış, Tablo 40da ise bu %91lik kesimin %13.1inin bir siyasi partiye üye olma derecesinde, %24.1 bir partiye sempati duyma derecesinde, %4.3ünün parti teşkilatı yöneticiliği yapma derecesinde, %58.2sinin sadece oy kullanma derecesinde siyasetle ilgilendiği saptanmıştır.
Tablo 45: Siyasi partilerin halkı
temsil etme durumu
Durum |
Sayı |
% |
Evet ediyorlar |
26 |
26 |
Hayır etmiyorlar |
74 |
74 |
Toplam |
100 |
100 |
Ankete katılanlara sizce siyasi partiler halkı temsil ediyor mu? sorusuna katılımcıların %26sı evet ediyorlar cevabını verirken, %74ü hayır etmiyorlar cevabını vermiştir. Tüm yurt genelindeki vatandaşın politikaya güvenmeme, partilerin halktan uzak durdukları kanısı Ocaklarda da kendini göstermiştir.
Tablo 46: Bilinen siyasi parti sayısı
Parti sayısı |
Sayı |
% |
0-4 |
19 |
19 |
5-9 |
60 |
60 |
10-14 |
15 |
15 |
15 ve üzeri |
6 |
6 |
Toplam |
100 |
100 |
Ankete katılanları bildiğiniz siyasi parti sayısı kaçtır? sorusuna 0-4 arası diyenler %19, 5-9 arası diyenler %60, 10-14 arası diyenler %15, 15ten fazla siyasi parti ismi bilenler ise %6 oranında saptanmıştır.
Tablo 47: Oy kullanma geleneği
Tutum |
Sayı |
% |
Düzenli kullanırım |
100 |
100 |
Düzenli kullanmam |
-- |
-- |
Toplam |
100 |
100 |
Tabloda da görüldüğü gibi Ocaklarda düzenli oy kullanma alışkanlığı %100dür.
Tablo 48: Oy verirken gözlenen kriterler
Kriter |
Sayı |
% |
Parti liderine |
15 |
15 |
İdeolojime uygunluğu |
13 |
13 |
Aday olan kişiye |
62 |
62 |
Parti propagandasına |
10 |
10 |
Büyüklerimizin tercihi |
-- |
-- |
Toplam |
100 |
100 |
Ankete katılanlara Bir siyasi partiye oy verirken hangi kriterleri göz önünde bulundurursunuz? sorusuna %62 gibi bir çoğunluk aday olan kişiye cevabını vermiştir. Akraba ilişkilerinin kuvvetli olduğu Ocaklarda bu ilişki oyun rengini de belirlemektedir. %15lik kesim parti lideri derken, %13ü ideolojime uygunluğu yanıtını vermiştir. Parti propagandası cevabını verenler ise %40lık kesimdir.
3.
Boş zamanları değerlendirme ile ilgili tutumlar
Tablo 49: Boş zamanlarını geçirme
şekli
Aktivite |
Sayı |
% |
Kitap okumak |
27 |
27 |
Radyo,TV izlemek |
100 |
100 |
Kahveye gitmek |
61 |
61 |
Sohbet etmek |
100 |
100 |
Ankete katılan hane reislerine birden fazla cevap verme hakkı verilmiştir.
Ocaklar halkının boş zamanlarını değerlendirme alışkanlıklarına baktığımızda %100lük bir oranla radyo dinleme ve TV izleme, sohbet etme alışkanlığını görmekteyiz. %27 oranında kitap okuma alışkanlığı olanların yanında %61 gibi bir oranla kahve alışkanlığının olduğunu görmekteyiz.
4.
Kitap, dergi, gazete okuma v.s.
Tablo 50: Gazete okuma
alışkanlığı
Düzey |
Sayı |
% |
Okurum |
85 |
85 |
Okumam |
15 |
15 |
Toplam |
100 |
100 |
Ocaklarda yaptığımız ankette gazete okur musunuz? sorusuna %85 evet, %15 hayır cevabı verilmiştir.
Tablo 51: Gazete okuma düzeyi
Düzey |
Sayı |
% |
Düzenli olarak |
35 |
41.1 |
Ara sıra |
30 |
35.2 |
Elime geçerse |
20 |
23.5 |
Toplam |
85 |
100 |
Gazete okuyan %85lik kısmın %41.1i düzenli olarak gazete okuduklarını söylerken %35.2lik kısım ara sıra gazete okuduklarını belirtmiştir. %23.5 oranında cevaplayıcılar ise elime geçerse okurum cevabını vermiştir.
Tablo 52: Eve gazete alma
alışkanlığı
Tutum |
Sayı |
% |
Düzenli alırım |
27 |
31.7 |
Düzenli almam |
58 |
69.3 |
Toplam |
85 |
100 |
Gazete okuyan %85lik kısma sorduğumuz Evinize düzenli gazete alır mısınız? sorusuna %31.7si evet, %69.3ü hayır cevabını vermiştir. Buradan da gazete okuyanların %69.3ünün gazetelerini gittikleri kahvelerde okudukları anlaşılmaktadır.
Tablo 53: Belediye hizmetleriyle ilgili görüş
Görüş |
Sayı |
% |
Yeterli |
79 |
79 |
Yetersiz |
21 |
21 |
Toplam |
100 |
100 |
Tablo 54: Belediye hizmetlerinin yetersiz
kaldığı hizmetler
Hizmetler |
Sayı |
% |
Altyapı |
21 |
100 |
Temizlik |
10 |
47.6 |
Çevre düzenlemesi |
11 |
52.3 |
İtfaiye |
2 |
9.5 |
Toplam |
21 |
100 |
Tablo 53te belediye hizmetlerini yetersiz bulan %21 oranındaki cevaplayıcıların %100ü altyapı konusunda belediye hizmetlerinin yetersiz kaldığını vurgulamışlardır. %47.6sı temizlik hizmetlerinden, %52.3ü çevre düzenlemesinden, %9.5i de itfaiye teşkilatının yokluğundan şikayet etmektedir.
Tablo 55: Ocakların sorunları
Sorunlar |
Sayı |
% |
Ulaşım |
38 |
38 |
Altyapı |
100 |
100 |
Temizlik |
17 |
17 |
İşsizlik |
22 |
22 |
Barınma |
2 |
2 |
Toprak reformu |
7 |
7 |
Sosyal etkinlikler ve alan eksikliği |
14 |
14 |
Eğitim |
4 |
4 |
Toplam |
100 |
100 |
Anket cevaplayıcılarına sizce Ocaklar beldesinin en önemli sorunu nedir? sorusuna verdikleri cevaba göre, tüm halkın birleştiği nokta altyapı sorunudur. Henüz kanalizasyon sistemine sahip olmayan Ocaklar evlerin bahçelerinde bulunan Logor kuyuları ile bu işi halletmeye çalışmaktadır. İlçe merkezinde olan Erdeke gidiş gelişlerin kışın sorun olduğunu düşünenlerin oranı ise %38dir. %17lik kısım temizlik sorunundan bahsetmiş. %22lik kısım ise işsizlik konusunu vurgulamıştır. İşsizlik sorunundan bahsedenlerin tümü genç nüfus olup, düzenli ve kalıcı bir iş umudu taşımaktadırlar. Yine gençlerin vurguladığı ve %14lük orana tekabül eden sosyokültürel etkinliklerin olmaması da sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. %7lik kısmın belirttiği toprak reformu konusu da, halen ellerinde yasal tapuların olmadığını belirten çiftçilerin belirttiği sorunlardır.
IV. BÖLÜM
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
Bir toplumsal yapı incelemesi olan araştırmamızda, Ocaklar beldesinin yapısı incelenmektedir. Toplumsal yapının incelenebilmesi için belirli bir tarihsel süreç içersinde, o yapıdaki değişiklikler, yeni oluşumlar, terk edilen adetler, ilişkiler göz önünde bulundurulmalıdır. Bu yüzden Ocaklar beldesi araştırması belli bir zaman süreci göz bulundurularak yapılmıştır.
25-30 yıl geriye gittiğimizde, bugün Ocakların tüm toplumsal yapısını kökten etkileyen turizme olgusunun henüz gelişmediğini görmekteyiz. 25-30 yıl öncesine kadar gelir kaynağı zeytincilik, balıkçılık olan yörede turizmin gelişmesiyle, önemli bir gelir kaynağı oluşmuştur. Marmara Denizindeki kirlenmenin etkileriyle balıkçılık mesleğine olan ilgi bir hayli azalma göstermiştir. Turizmden önce toprağa bağımlı, iç ve dış dinamiklerden etkilenmeyen küçük bir sahil köyü olan Ocaklar turizmin gelişmesiyle dışa açılan, dış dinamiklerin etkisinde kalan, hızlı bir ekonomik gelişme gösteren, yeni iş kaynaklarının oluştuğu bir tatil beldesi haline gelmiştir.
Bununla birlikte çevre illere çalışmaya gidenlerle, buraya çalışmaya gelenlerin yol açtığı hızlı bir nüfus değişimi de yaşanmıştır.
Verimli topraklara sahip olan yörenin bu özelliği halkın %95inin tarımla uğraşmasına sebep olmaktadır.
Ocaklar beldesinde eğitim düzeyinin yüksek olduğunu da görmekteyiz. Belde de okuma yazma oranı %95 olarak saptanmış, bu da Türkiye ortalamasının üstüne çıkan bir değerdir. Ayrıca %9luk kısmın yüksek okul mezunu olduğunu görmekteyiz. Burada değerlendirdiğimiz eğitim seviyesi, temel eğitim düzeyinde olmaktadır. Nitekim hane bireylerinin %59u sadece ilkokul mezunudur.
Değerlendirmemizde, evlilik şekilleri hakkında da görüş bildirmemiz gerekirse; Ocaklarda akraba evliliğinin yaygın olmadığını görmekteyiz. Nitekim evli olan bireylerin %100lük bir kısmı eşiyle akrabalılığın olmadığını söylemiştir. Bu sonuçta, Ocaklar halkının akraba evliliği konusundaki kesin tavrını görmektedirler. Başlık parası konusu da, akraba evliliği gibi yaygın olmayan bir davranıştır. Başlık parası verenlerin oranı sadece %2.1 olarak tespit edilmiştir.
Evlenme şekillerine baktığımızda genç nüfusun tanışarak evlenme yolunu seçtiğini veya ailelerin anlaşmazlığı durumunda kaçarak veya kaçırılarak evlendiği ortaya çıkmıştır. Görücü usulüyle evlenenlerin oranı da nitekim bu orta yaş üstü grubun evlenme şeklidir. %24.1dir.
Ocaklarda aile yapısına baktığımızda, geniş aile geleneğinin terk edildiği, ortaya çıkan sonuç ile anlaşılmaktadır. Geniş aile oranı %5, çekirdek aile oranının %94 olduğu gözlenmiştir.
Değerlendirmemizde değineceğimiz diğer bir konuda beldenin ekonomik düzeyidir. Halkın %95inin tarımdan, buna ek olarak %61inin turizmden elde ettiği gelir sayesinde beldede ekonomik refah seviyesi yüksektir. Beldede halkın %78inin yıllık geliri 2.200 milyondan fazladır.
Ocaklarda konut tiplerine değinecek olursak evlerin tamamına yakını betonarme olup, %78i çok katlıdır. Oda sayıları ise %82sinde 3 ve 3den fazladır. Bunun sebebi yaz mevsiminde pansiyon olarak kullanılan konutların olmasıdır.
Ocaklar halkının şehirle etkileşimi oldukça fazladır. Nitekim çeşitli ihtiyaç ve eğitim için şehre gidenlerle, şehirlerden gelen yoğun nüfus bu etkileşimi sağlamaktadır. Bunun bir sebebi de kitle iletişim araçlarının Ocaklarda %99 oranında kullanılmasına bağlamaktayız.
Ocaklar halkının dini ve siyasi tutumlarını değerlendirme noktasında ise; halkın dinsel etkinliklere yoğun bir şekilde katılmadıkları, beş vakit namaz kılanların oranının %26.5 olarak tespit edildiği ve bu oranı da orta yaş üstü grubun oluşturduğunu tespit ettik. Halkın %91i siyasetle ilgilendiği Ocaklarda %74 gibi bir oran siyasilerin halkı temsil etmediği görüşünde. Bu da ülke genelindeki kanının Ocaklarda da hakim olduğunu göstermektedir.
Okuma-yazma oranının yüksek olduğu Belde de gazete okuma oranı %85 olarak tespit edilmiştir. Ancak evine gazete alanların oranı %31.7 olarak gözlenmiştir.
Son olarak değerlendireceğimiz konu Ocakların önemli sorunlarıdır. Yüz nüfusu 10.000i aşan Ocaklarda halen kanalizasyon sisteminin olmayışı en büyük sorundur. Bu sorun evlerin yanına kazılan logar kuyularıyla giderilmeye çalışılırken, belediye hazır olan projeyi başlatmak için ödenek sıkıntısı çekmektedir. Beldeyi ilçeye bağlayan yolun çok dar ve kötü oluşu, turizm açısından olumsuz etki yapmaktadır. Temizlik çevre düzenlemesi de turistik bir merkez için yeterli değildir. Hala topraklarının tapularını alamayan çiftçilerin, beklentisi ise toprak reformu olurken, büyük bir oran oluşturan genç nüfusun beklentisi ise sosyal alanlar ve kültürel faaliyetlerin artmasıdır.
Ocaklar beldesinin sosyo-ekonomik ve kültürel araştırmasını yaptığımız bu çalışma tamamen anketlere cevap veren kişilerin verdikleri yanıt çerçevesinde değerlendirilmiştir.
Bir kıyı yerleşmesi olmasından dolayı son 30 yılda gösterdiği turizm kaynaklı gelişme sonucunda, belde olan Ocaklar hızlı bir toplumsal değişme göstermiştir. Hızlı ekonomik gelişime bağlı olarak yaşam biçimleri değişen halk lüks tüketim mallarına rağbet göstermiş ve otomobili olanların oranı %55 olmuştur.
Bu
değişimden aile yapıları ve evlenme şekilleri de
etkilenmiş çekirdek aile oranı %94 olarak belirlenmiştir.
Örnekler grubumuzu oluşturanların %95inin okuma-yazma bilmesi bu
değişim sayesinde değişen bir konuyu göstermektedir.
Temel
geçim şeklinin tarım olduğu yörede turizmde ikinci önemli geçim
şekli olmuştur.
Oy verme
alışkanlığının %100 olduğu Ocaklarda
halkın siyasetle oldukça ilgili olduğunu açıkça göstermektedir.
Bütün
bunlara paralel olarak Ocaklar beldesinde, aile, ekonomik, kültürel sosyal
kurumların değiştiğini görüyoruz.
[1] Hançerlioğlu, Orhan, Toplum bilim sözlüğü, Remzi Kitabevi, İst., 1986, s.376.
[2] Ozankaya, Özer, Toplum bilime giriş yayınları, Ank., 1982, s.3.
[3] Oskay, Ülgen, Sosyolojik Düşünce Tarihi, Ege Üniversitesi Basımevi, İzmir, 1990, s.95.
[4] Kongar, Emre, Toplumsal değişme kuramları ve Türkiye gerçeği, Remzi kitabevi, İst., 1985, s.42.
[5] Y.a.g.e., s.45.
[6] Kongar, Emre, Y.a.g.e., s.46.
[7] ÖzKALP, Enver, Sosyolojiye giriş, 6.baskı, eskişehir, 1993, s.64.
[8] Y.a.g.e., s.65.
[9] Oskoy, Ülgen, Sosyolojik Düşünce Tarihi, Ege Üniversitesi Basımevi, İzm. 1990, s.43.
[10] Özkalp, Enver, a.g.e., s.266-267.
[11] Erol, Metin, Çallı köyü monografisi, C.Ü., basılmamış yüksek lisans tezi, Sivas, 1978, s.10.
[12] Türkdoğan, Orhan, Köy sosyolojisinin temel sorunları, Dedekorkut yayınları, s.43-44., 2.baskı, Erz., 1977.
[13] Armağan, İbrahim, Bilgi toplum bilimine giriş, İzmir, 1982, s.178.
[14] Türkdoğan, Orhan, y.a.g.e., s.41.
[15] İbrahim, Yasa, Türk Toplum yapısı ve Temel sorunları, Türkiye ve Ortadoğu Amme idaresi enstitüsü, No:119, Ankara, 1970, s.1.
[16] Bottamare, Toplum bilim, Beta yayınevi, İst., 1934, s.113.
[17] Kızılçelik, Erjem, Açıklamalı sosyoloji, Terimler sözlüğü, Konya, 1992, s.419.
[18] Hançerlioğlu, Orhan, y.a.g.e., s.427.
[19] Hançerlioğlu, Orhan, y.a.g.e., s.427.
[20] Kocacık, Faruk, Toplumbilim ders notları, C.Ü. yay., No:64, Sivas, 1997, s.135.
[21] Güvenç, Bozkurt, İnsan ve Kültür, Remzi kitabevi, İst., 1994, s.95.
[22] Y.a.g.e., s.101.
[23] Y.a.g.e., s.101.
[24] Y.a.g.e., s.101,102.
[25] Güvenç, Bozkurt, Y:a.g.e., s.96.
[26] Erol, Metin, y.a.g.e., s.12,
[27] Tütengil, Orhan, Yaz sonunda kırsal Türkiyenin yapısı ve sorunları, İst., 1975, s.1.
[28] Çağlar, Yücel, Köy, Köylülük ve Türkiyede köy kalkınması sorunu, T.2.Ank.,1980, s.20.
[29] Ozankaya, Özer, Toplum bilimine giriş, Ankara Üniv. Yayınları, Ank., 1977.
[30] Kızılçelik, Erjim, y.a.g.e., s.262.
[31] Kocacık, Faruk, y.a.g.e., s.186.
[32] Çezik, Asuman, Kentmeşme-Yerleşme-Sektör raporu, devlet planlama teşkilatı yay., Ank., 1982, s.17.
[33] Özkalp, y.a.g.e., s.22.