Bir Temmuz Günü Yaz Yağmuru.

Sıcak bir temmuz öğleden sonrası. Güneşin kumsalın ve denizin tadına bakıp sahilde uzanıp keyfimize baktığımız bir gündü (zaten her günümüz böyleydi ). Güneşte uyuya kalmamak mümkün mü? Akşam yavaş yavaş kendini hissettirdi.Hafif bir ılıklaşma ve birazda bulutlanma olmuştu. Biz kafamıza takmadık, nerden bilelim böyle olacağını.

Saat 16.00 suları kumsalın tadından uzaklaşma zamanımız gelmişti. Basketbol topu getirdiğim için İbrahim’le basketbol oynayalım dedik (Çokta anlarımda , maksat spor). 17.30 gibi oyuna başladık.saat 18.00’a doğru bulutlanmada bir artma yoktu. Ancak tam bu sırada kapı dağ zirvesinden sinsice yükselen bir bulut gördüm. Aldırış etmeden oynamaya devam ettik. Fakat aynı sinsilikte bulutun dağdan inmesi pek uzun sürmedi. Hafif bir soğukluk hissetmeye başlamıştık. Bu görüntüyü fotoğraflayamadığım için çok üzgünüm asında. Dağın zirvesinden eteklerine inen adeta hareketli bir pamuk tarlası. O kadar ilginç ki gökyüzünde mavilik görünüyor. Bulut artık kendini iyice belli edince İbrahim’le göz göze geldik. Sanki kaçarcasına eşyaları topladığımızda artık çok geçti.

Birkaç küçük damla arkadaşlarıyla anlaşıp sanki bize tuzak kurmuştu. Koşmak fayda etmiyordu artık. Ancak Lunaparkın orda ki gazinoya girerek kurtulabildik damlalardan. Sahilde ıslananlar ,eşyalarını toplamaya çalışanlar, aldırış etmeden denize girenler. Bunlarda ocakların renkli (yada siz ne derseniz) görüntüleriydi.

Yaklaşık 10 dakika sonra bulut arkamızdan gülercesine uzaklaştı. Yerdeki o toprak kokusu ıslandığımı unutturdu. Tek üzüldüğüm nokta ise yağmurun güneşle birlikte yağmasına rağmen Gökkuşağının olmayışı. Gökkuşağını da görseydim ocakların sayılı insanlarından olurdum herhalde.

Saygılarımla Mezzy,

Bu yazi ile ilgili gorusler