Mezzy Ramazanda Bir Cumartesi Akşamı Sultanahmette
Ramazan bitmek üzere ama size geçen hafta gittiğim Sultanahmet'ten edindiğim
izlenimleri aktaracağım. (Önemli uyarı: Lütfen yazıyı okurken aklınızda da canlandırın.
İşte o zaman aynı zevki paylaşacağız.)
İftarda Sir_lancelot'larda yemeğe davet edildik. Sir_lantis ve
ailesi, yakın arkadaşım İlker ve kardeşi vede tabiki ben. Yemek çıkışı
napalım diye düşündük. Eve gidip her zamanki şeyleri yapcağımıza Feshaneye
gidip eğlenelim dedik. Ama Feshane'nin önünden geçmemizle ayrılmamız bir
oldu. O kadar kalabalıktı ki park edecek yer yoktu. Napalım dedik.
Sultanahmet'e gidelim. Hikayemizde böyle başlıyor.
Sultanahmet'e varmamızla Feshane'deki kalabalığı aratmayacak bir
kalabalıkla karşılaştık :). Ama ok yaydan çıkmıştı bir kere. Beş milyon gibi
bir park parasını verdikten sonra:( kalabalığın arasına daldık. İlk
dikkatinizi çeken tabiki yaşatılan tarih. Yolumuza devam ediyoruz. Oda nesi
her 3-4 kişiden biri turist. Gerçekten çok meraklılarmış turistler. Hemen
önümüzde Aşıklar kahvesi diye bir yer. Ben içerde millet koklaşıyor felan
zannediyordum. Oysa saz çalan aşıklarmış. Dumur oldum.:):):) Kalabalıkta
yürümek neredeyse imkansız. Ama buda ayrı bir zevk yani. Karnımız tok
olmasına rağmen sağ taraftan gelen tereyağlı nefis gözlemelerin kokusu
iştahınızı açmaya yeter. Sac üzerindeki yağla yaptığı dans adeta sizi aşık
eder :). Hemen yanında horoz şekercisi. Benim çocukluğumda olmasada,
50-80'li yılların eski kurtları azmı yediniz çocukluğunuzda :):):). Ama ben
başka bir şeker türü arıyordum. Ve aradığım belirli aralıklarla yol
ortalarında duruyordu. Sabırlı olun yazacağım ama daha zamanı var. Yiyene
kadar bekleyin bakiim :)).
Sol tarafta bir kahve. Eski türk mimarisini yansıtan bir dizaynla
yapılmış. Masalarda ne var dersiniz. Evet evet Nargile. Hep içmek isterdim
ama ben bir yeşilaycıyım. O yüzden deneyemiyorum:(. Sağ tarafa geçiyoruz.
Hani camilerde karışık sembollerle Allah yazılırya. İşte o şekilde isminizin
yazıldığı bir yer. Gerçekten ordan isimleri okumak oldukça zor. Sol
taraftayız (biraz başınız dönecek tabi. Mezzy'nin seyir defteri kolaymı:))
Ve soğuk kış gecelerinin vaz geçilmezi orda. Leblebili veya leblebisiz Evet
o içecek. Vefa Bozası. Tadını biraya benzettiğim için çok sevmesem de
gerçekten kışın vazgeçilmez ve pahalı içeceği. Gerçi bardağı beşyüzbin
liraydı. Sağ tarafta ucuz ve kaliteli değişik ebatlarda Kuranı kerimler.
Hemen yanında Şile bezinden gerçekten itinayla işlenmiş kumaşlar.
Orta taraflara geliyoruz. İşte beklediğim şeker işte orda. Eminimki
Osmanlı taihinden kalma bir kültür.Kırmızı, yeşil, sarı, beyaz,krem rengi
taslar uzun bir çubuğa itinayla sarılıyor. İçinde şimdi size sayamayacağım
kadar ot katılmış (Hani yerseniz:)). Beşyüzbin lira karşılığı bir tane
alabiliyorsunuz. Hala gözünüzde canlandıramadıysanız, Çocuklar duymasının
bir bölümünde psikolog bu şekerlemeyle eve gelmişti. :)
Yolumuz burda bitiyor. Ama heyecan bitmiyor. Hemen bitişikteki
lunaparka giriyoruz. Lunapark istişamlı bir şekilde yükselen ve bir o
kadarda gizemli üç dikilitaşın arasına kurulmuş. Biraz tarih çiğnenmiş
olsada turistlerin keyfi yerinde :) Küçük bir tren ilkdikili taşın etrafında
dönüyor. Ama oda nesi diyorsunuz. Sol tarafta bir rodeo pisti. Etrafı
insanlarla çevrili. Hep binmek istemiştirim ama yanına gidince gerçekten
korkuyorsunuz. Neyse Biraz ilerden patlamış mısır alıp çekiç vurulan bir
oyunun yanına geldik. İçimizde en kuvvetli ilker olduğu için öncelik onundu.
İlk vuruşu rezaletti. ikinci üçüncü ve dördüncüde. Tabi hemen oradan kaçtık
:). İlerde solda Paintball yazan bir yer. Dedik Sultanahmet'te ne alaka.
Adamın biri hedef oluyor sizde onu vuruyorsunuz. Ama vurmak imkansız. onu
söyliyim :):):)
Saat geç olduğunda Gezintimizi bitirmek üzereydik. Arabaya gittik.
Arabayla Sultanahmet'in arka sokaklarında kaybolanlar kervanına katıldık :).
Siz siz olun sahil yolu yazan yollara girmeyin. Mezzy'den tavsiye.
Bu yazıyı yazarken ilham veren tüketim malzemeleri (bundan sonra böle bir
bölümde olacak:))
Yiyecek içecekler:
iki ocaklar fincanı çay, çeşitli meyve cinsleri :)
Şarkı tüketimi:
Kargo-Şairin Elinde, Yüzleşme, Yıllar Sonra , Fatih Erdemci-Ben ölmeden
önce, Onur Mete-Bitmesin ve son olarakta Zerrin Özer - O Yaz(hehe buşarkıyı
5-10 kere dinledim. Bilmem anlatabildimmi anlamını :):):))
Bu yazi ile ilgili gorusler